top of page

Medenî bir insan olarak çevremizde

yaşayan kişilerle sosyal ilişkileri-

mizde gözetmemiz gereken ahlaki

kurallardan biri selamlaşmadır.

Selamlaşma aynı zamanda Peygam-

berimiz’in(s.a.v) bizlere sünnet ola-

rak bıraktığı en güzel hediyedir.

 

Selam; esenlik, barış, maddi ve manevi sıkıntılardan kurtulup rahatlamak demektir. Dinî terim olarak selam; Müslümanlar’ın karşılaştıkları zaman, birbirlerine sağlık ve esenlik dileklerini sunmaları, birinin diğerine “Selamün aleyküm” (Selam sizin üzerinize olsun,) ; diğerinin ise: “Ve aleykü- mü’s-selam ve rahmetullahi ve berekâtüh” (Allah’ın selamı, rahmet ve bereketi sizin de üzerinize olsun) demesi birbirlerine yaptıkları duadır. Mü’minlerin birbirlerine yaptıkları dualar Allah (c.c) katında çok değerlidir. Selamlaşırken mü’minler birbirlerinin dünya ve ahiret mutluluğu için dua istemektedirler. Bu nedenle selamlaşmanın her şeyden önce bir dua olduğu unutulmamalıdır.

Allah (c.c) selam konusuna büyük önem vermiş ve selamlaşma ile ilgili birtakım prensipler koymuş- tur: “Bir selam ile selamlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeli ile selamlayın yahut aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.”

 

 Hz. Peygamber (s.a.v) de, birçok hadi-

sinde selamın önemi ve yaygınlaştırıl-

masının gereği üzerinde durmuştur.

Bir sahabe Peygam-ber Efendimiz’e

(s.a.v): “İslam’ın hangi işi daha hayırlı-

dır.” diye sorduğunda, Resulullah

(s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yemek ye-

dirmen, tanıdığına ve tanımadığına se-

lam vermendir.” Bir başka hadis-i şe-

rifinde de Peygamber Efendimiz (s.a.v),

“Şüphesiz ki, Allah katında insanların en iyisi, önce selam verendir.” buyurarak selam vermede acele edip önce davranmanın önemine işaret etmiştir.

 

Aile fertlerinden başlayarak toplumun bütün bireylerinin birbirleri ile selamlaşması toplumsal hayat için bir zarurettir. Özellikle aile ortamından başlayarak selamı yaymak büyük önem arz etmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “…Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin...” buyurulmakta, ev halkıyla selam ile iletişime geçilmesi emredilmektedir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), uzun yıllar yanında kalarak hizmetinde bulunan Hz. Enes’e (r.a.): “Yavrucuğum! Ailenin yanına gittiğinde onlara selam ver, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurarak ailedeki bireylerin mutlaka birbirleriyle selamlaşması gerektiğini ifade etmiştir. Ayrıca İslam, başkasının evine veya iş yerine ziyarete gidildiğinde mutlaka selam verilmesini ve izin alarak içeriye girilmesini emreder. Konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere geldiğinizde fark ettirip ev halkına selam vermeden içeri girmeyin…” 

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v), selam vermenin adabını, usulünü beyan etmiş, bu konuda mü’minler için en güzel örnek olmuştur. Hz. Peygamber’in (s.a.v) selam ile ilgili uygulamaları şu şekildedir: “Küçükler büyüklere, binekli atlı veya arabalı olanlar yayalara, yürüyenler, oturanlara; arkadan gelenler yetişince öndekilere; iki grup karşılaştığı zaman, az olanlar çok olanlara önce selam verirler.” Kalabalık gruplar arasındaki selamlaşmada ise, gruptan bir kişinin selam vermesi, diğer gruptan da bir kişinin selamı alması yeterlidir. Şayet gruptan hiç kimse selamı almazsa, o grupta bulunan herkes sorumlu olur.

 Peygamberimiz (s.a.v) toplumdan ayrılan kişinin girerken selam verdiği gibi, çıkarken de selam vermesini tavsiye etmişlerdir. Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır: “Sizden biriniz bir meclise vardığında selam versin. Oturduğu meclisten kalkmak istediği zaman da selam versin. Önce verdiği selam, sonraki selamından daha üstün değildir.”

Ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere; selamı yaymak, insanlar arasında dostluk,sevgi ve barışın yaygınlaştırılması, Müslümanlar’ın kalplerinin birbirlerine ısındırılması bakımından son derece

önemlidir.

Her milletin bir selamlaşması vardır.

İslam milletinin selamlaşması da kar-

şılaştıklarında “es-selamü aleyküm”

cümlesi ile olan selamlaşmadır. Sela-

mın yerini “merhaba, günaydın,hayırlı

günler” gibi kelime veya cümleler dol-

duramaz. Ancak selam verdikten son-

ra bu kelimeleri kullanmakta sakınca yoktur.

 

Müslümanlar arasında, bir dostluk ve iyi niyet işareti olan selamı vermek sünnet; almak ise farzdır. Netice itibariyle birlik ve beraberliği, sevgi ve saygıyı artıran “selamlaşma”nın varlığı ve sürekliliği çok önemlidir. Selam vermek, verilen selamı almak ve selamı yaymak, her Müslüman’ın temel vazifelerinden biridir.

Selamlaşma, insanlar arasında sevgiyi artırır.

Allah’ın (c.c) isilerinden bir de Es-Selam’dır
bottom of page